Blogger Template by Blogcrowds



Babamın beni Anavarza Kalesi' ne götürdüğü günü unutamam..Heyecandan ağlamaklı olmak ne demek, o hal demek işte..İnce Mehmet buralarda mı at sürmüş, Yaşar Kemal burdan mı beslenmiş her romanında, acaba benim de ruhumun bir kısmı buraya mı aitmiş, beklesem İnce Memed gelirmiymiş..

"Anavarza toprağı, binlerce yıllık ölü Anavarza şehri, sarp kayalığında kaleleri, delirircesine taşan Ceyhan ırmağı, Savrun, Sumbas çayları, kuşları, kartalları, çiçek azmanı çieçekleriyle, böcek azmanı böcekleri, bire bin veren tarlaları, akçasazı, sarı sıcağın altında buz gibi aydınlık çaykaralarıyla, tozlu yolları uçan balıklarıyla, verimli, doğurgan, durmadan doğuran bolluğuyla Çukurovanın ortasına, sıcağına serilmiş, sevdayla, şehvetle, rahat gerinir."

İşte böyle severim ben Yaşar kemal' i, e bir de bence hala Toroslarda gezinen, olmadı benim ruhumun erkek tarafında kendini gösteren İnce Memed..

Dört cilt, her birini bir haftada bitirdim..Çok üzüldüm bittiğine..Ah unutsam da ilk defaymış gibi tekrar okusam..Çukurovamın ,memleketimin en güzel insan sesleri, en güzel deyişleri, en ballı küfürleri, en nallı bedduaları, en erkek İnce Memed' i..

İnce bedenine kocaman kahramanlıklar sığdıran, küçükken Ağasına büyüdüğünde ise bu düzene isyan eden, bunun için yaşayan, köylünün umudu..İnce Memed ölmez, çünkü her yerde görür köylü onu,imi timi bellisiz olsa da..


"Alidağı tarafına doğruldu. Bir kara bulut gibi köyün içinden süzüldü, çıktı. Gözden yitti. Çift koşma zamanıydı. Dikenlidüzünün beş köyü bir araya geldi. Genç kızlar en güzel giyitlerini giydiler. Yaşlı kadınlar sütbeyaz, sakız gibi beyaz başörtü bağladılar. Davullar çalındı... Büyük bir toy düğün oldu. Durmuş Ali bile hasta haline bakmadan oyun oynadı. Sonra bir sabah erkenden toptan çakırdikenliğe gidip ateşe verdiler. İnce Memedden bir daha haber alınamadı. İmi timi bellisiz oldu. O gün bu gündür, Dikenlidüzü köylüleri her yıl çift koşmazdan önce, çakırdikenliğe büyük bir toy düğünle ateş verirler. Ateş üç gün üç gece düzde, doludizgin yuvarlanır. Çakırdikenliği delicesine yanar. Yanan dikenlikten çığlıklar gelir. Bu ateşle birlikte de Alidağın doruğunda bir top ışık parlar. Dağın başı üç gün üç gece ağarır, gündüz gibi olur..."

0 yorum:

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa